20 Nisan 2012 Cuma

Artık Bende Saçmalıyorum

Ne kadar dağınık ve üşengeç biri olduğumu tüm arkadaşlarım bilir ve bu konuda hepsi benden bezmiş durumdadır öyle ki yazlıkta nargile içerken halıya düşen kömür kavgası aynen şöyle gerçekleşmişti :
  
-beyler bir koku var sanki ?
-laaaaann halı yanıyooo
-söyleyene kadar alsana 
-al işte oğlum ben nargile içiyorum
-laan salak herif bulaşıkları yıkıyorum
-dur o zaman biraz daha içiyim alırım
-biiiiipppp

Tahmin ettiğiniz üzere nargile keyfime ara vermeyerek halının yanışına kayıtsız kalan benim.
İşte üşengeçlikte sınır tanımayan ben nerden estiyse bugün odamı 7155646 gün sonra temizliyim diyerek işe giriştim ilk olarak kitaplığımı düzeltiyim derken annemi kapıdan bana bakarken gördüm kadın 19 yıllık oğlunu odasında yatmaktan başka bişi yaparken görünce duygulanmış tabi neyse asıl mesele benim eringenliğim değil.
Kitaplığımı düzeltirken ilk aldığımı şiir kitabımı buldum ee tabi hiç huyum olmayan temizliği kenara bırakarak başladım okumaya ve her satırının altını çizdiğim o şiiri buldum : 

   SENİ İÇİMDEN TERK EDİYORUM 


Binmediğim hiç bir otobüs
Beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde
Gittikçe azalıyor hayat
Neyi erken yaşadıysam
Hep ona geç kalıyorum
Sana göçüyorum her sonbahar
Yolların çıkmıyor aşkıma
Unuttuğun yağmurların adı saklımda
Seni içimden terk ediyorum.

Susmaktan yoruldum
Kuşlar ve şarkılar,
bu şehri terk edeli
Efkar demliyorum gözlerimde
yaşlarımı,
yanağıma varmadan öldürüyorum
Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi
Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp
Seni içimden terk ediyorum.

Ne unutacak kadar nefret ettin
Ne hatırlayacak kadar sevdin
Yıkık bir duvar kadar bile
Pişman değilsin biliyorum
Beni hep bulmamak için aradın
Yanıldığımdın,
Yangınımdın,
Yangındın.

Sensizliğe yenilmek
Sana yenilmekten zor olsada
Ardımda bir sürü "belki"ler bırakarak
Seni içimden terk ediyorum.

Şimdi
İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan
İki yarım kaldık
Tamamlayamadık bizi
Elinden tutamadık yalnızlığımın
Saçlarımıda uzaklarına gömdün.

İçimin mavisi senin okyanusundandı
Al! geri veriyorum.
Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun
Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim
Sana bensizliği terkediyorum.

"Yarime uzanmayan bütün dallar kırık" demiştin
Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?

Ne tuhaf değil mi?
İçimi acıtanda sendin
Acımı dindirecek olanda.
"Ya öldür beni"dedim
Ya da ğit benden.
İçi bulanık bir sevdanın ucunda
Seni kaybettim.
Aldırmadın aldırmalarıma
Bir gecede yakıp yarini
Şafaklara sattın ihanetini
Küllerime basanlar bile utandı yaptığından
İşte soluk bir ömrün son nefesi
Benden
İçimden
Terkediyorum...



Aptal bir melankoliğin okuyacağı şiirden daha fazlası....

14 Nisan 2012 Cumartesi

Sansürlenen Yaşama Ufak Bir Okan Bayülgen Eki...



Açıkcası bunun üzerinde bir kaç gündür düşünüyorumda televizyonlarda uygulanan sansürün hayatımıza girişi aslında annemizle hamama giderken kimsenin sen erkeksin diye geri çevirmediği çağlarımıza dayanıyor.O dönemlerde hangimiz ne anlama geldiğini bilmediğimiz kelimeleri kullandığımız için ağzımıza biber sürülmekle tehdit edilmedik ki ? 
Ben pek anlayamıyorum bu durumu ufakken babamızın yanında amcalara ''pipi '' göstermekle büyüdük ama gösterdiğimizi söylemeye çalışınca hemen hııı ! diye uyarıldık.Televizyonda da durum bu şekilde herkes otuz yıl kadın ya da erkek görmemiş gibi sevişirken sıkıntı yok ama ağzımızdan bok,göt,fuck,seks vb.kelimeler çıkınca çatt ! 
Çoğu kimselere hiç anlamadığım nedenlerden aykırı gelen mantığımla bu zırvalığa son vermek için RTÜRK kaldırılmasının aslında tek çözüm olduğunu düşünüyorum hehh bazı zeka seviyesiyle bizleri şaşkınlık içinde bırakan arkadaşlar laaann o zaman porno yayını bile yaparlar deyişini duyar gibiyim.
İşte tam olarak bunu anlatmak istiyorum bırakın yayınlasınlar en azından barbie bebeklerden tahrik olmazlar bırakın yayınlasınlar ki 16 yaşındaki kıza onlarca kişi tecavüz etmesin yine boşa söylüyorum bunları çünkü bir bok değişmez hepimizin beyninde toplum tarafından yerleştirilen oto-kontrol sistemi var istesek bile yapamayız,yapamazlar.
Zaten söyleyeceğimiz kelimeleri düşünürken görünmeyen ahlak süzgeçlerinden geçerek en kabul edilebilir şekilde ağzımızdan çıkıyor.İnterneti bile DNS ayarlarını değiştirerek kullanıyoruz neden ? sırf sansür denilen illetten en azından hayatımızın belli bir alanından çıkarıp özgür olmak için.Son olarak Go and Fuck RTÜRK ! ! !


''Muhteşem Yüzyıl'' diye bir dizi tarihmizi Okan Bayülgenin lafıyla Dallasa çevirmişken susan RTÜRK Okan Bayülgene verdiği program saatlerinde belgesel yayınlama cezası ile aslında ne kadar aptal bir kuruluş olduğu bilmem kaçıncı defa kanıtlamıştır.
Durun nasılda unuturum bizlere ''ceza'' olarak izletilen belgeselerin faydasını nasıl gözardı edebilirim ki ?
Mesela 1999'da ay tutulması gerçekleşecekmiş heytt bee kesin teleskopumu alıp bu anı kaçırmamalıyım.
Tüm bu zırvalıkların yanı sıra Okan Bayülgenin 6 Kasım 2011'den bu yana yayınlanan konulara bakın RTÜRK'ün yayınladıkları yanında işe yaramaz gelebilir ama ne yapalım artık : 

-Uyuşturucu Sorunu
-Kadına Şiddet
-Atanamayan Öğretmenler
-Organ Bağışı ve Organ Nakli
-2002 Yılındaki N.Ç Davası
-Atatürk
-Mimari
-Konut,Emlak
-UFO
-Maya Takviminin Bitişi
-Paralel Evren
-Boşanma
-Alışveriş
-Hetroseksüelliğin Akıbeti
-İktidarsızlık
-Sezaryan
-İşaret Dili
-Bloglar,Bloggerlar
-Paranoya
-Paradoks
-Sofra Adabı
-Öldürmek
-Giyinmek
-Çay
-Kanser

Günümüzde rayting kaygısı olmadan bu kadar çok işe yarar program yapan bir adamın Muhabbet Kralı programına ceza vererek ne yapmaya çalıştıklarını anlayan varsa benide aydınlatabilir mi ?